Öğretmen, Çocuk, Aile
Öğrenci hedeften haberdar edilmeli, o dersin sonunda kazanacaklarını önceden bilmelidir. Böylelikle öğrencinin dersi dinlemek için bir nedeni, bir merakı, bir isteği olacak ve dersi tüm dikkatini vererek dinlemesi sağlanacaktır. Dersi dinleyen bir öğrenci, zaten başarıya giden yolda büyük bir adım atmış demektir.
Öğrencinin dersi dinlemesi ona büyük bir katkı sağlar. Fakat oldukça karmaşık bir süreç olan öğrenmede, etkili bir dinleme de tek başına yeterli değildir. Öğrencinin derse katılması da gerekmektedir. Zaten şu andaki eğitim sistemi, yapılandırmacı yaklaşımı benimsemiştir. Yapılandırmacı anlayış, dersin merkezinde öğretmenin değil, öğrencinin olmasını ister. Çünkü araştırmalara göre öğrenciler; okuduklarının %10’unu, işittiklerinin %20’sini, gördüklerinin %30’unu, görüp işittiklerinin %50’sini, söylediklerinin %70’ini, yapıp söylediklerinin ise %90’ını hatırlar. Bu da demek oluyor ki; öğrenci ne kadar konunun içerisine çekilirse, öğrenme o kadar etkili oluyor.
Öğrenci başarısını artırmada öğretmenin kullandığı yöntemler de önemlidir. Yapılandırmacı yaklaşıma göre, drama yönteminin kullanılmasına ağırlık verilmelidir. Dramanın eğitimde kullanılması ile ilgili tüm dünyada çalışmalar yapılmaktadır. Öğretmenler drama yöntemini ne kadar fazla tercih ederlerde, öğrencilerin o dersi öğrenme oranları o ölçüde artacaktır. Ayrıca altı şapka yöntemi de, empati yeteneğini geliştirmesinden ötürü tercih edilmelidir. Çünkü günümüzün en büyük sorunu iletişim kurmakta çektiğimiz sıkıntıdır. Eğer iletişimsizliği yok edebilirsek, öğrencilerimiz anlaşmazlıklarını konuşarak halledebilir. Bu sayede yaşanması istenmeyen tatsız tartışmalara fırsat verilmemiş olur. Bunların dışında istasyon yöntemi de modern eğitimde kullanılması önerilen yöntemlerdendir. “Başkası tarafından yapılmış bir işe devam etme” temeline dayanan istasyon yöntemi, öğrencilerin bir işe devam edebilme yeteneğini geliştirir. Yok etme değil, koruyup devam ettirme amacı taşıyan istasyon yönteminin de kullanılması tavsiye edilir.
Velilerin de öğrenci başarısını artırmada önemli olduklarını söylemiştik. Veliler de, öğrencilerinin başarılarıyla doğrudan ilgilenmelilerdir. “Öğretmek öğretmenin görevi” diye bir düşünceye kapılıp, öğrencilerine yeterli desteği vermeyen velilerin öğrencileri de, hep bir sacayağından mahrum olacaklardır.
Öğrenci velisi, öğretmenle sürekli olarak işbirliği içerisinde olmalıdır. Öğrenci eve geldiğinde, mutlaka gününün nasıl geçtiğini, o gün neler yaptığını sormalıdır. Toplantılara katılıp, öğretmenin sınıf ile ilgili sorunlarını dinlemeli ve bu sorunları birlikte çözmek için öğretmene yardım etmelidir. Velinin bu ilgisi, öğrenciyi de daha fazla çalışmaya yöneltecektir. Çünkü bilecektir ki; velisi okulla sürekli irtibat hâlinde.
Tüm bu anlatılan etmenler birleştiğinde, öğrencinin başarısı kaçınılmaz olarak artacaktır. Öğrenci-Öğretmen-Veli üçlüsünün birlikte göstereceği performans, yukarıda da anlatıldığı üzere başarının temel anahtarıdır.
Pozitif Gelişim
Özel Eğitim Ve Aile Danışmanlık Merkezi